Rıdvan Biatına Katılanlardan Kimse Dinden Çıkmış mıdır?

Soru Detayı

Rıdvan biatına katılan hiç kimse irtidat etmemiştir, değil mi? “O ağacın altında sana bağlılık sözü verdikleri sırada o müminlerden Allah razı olmuştur; gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur ve güven vermiş, pek yakın bir fetihle ve elde edecekleri birçok ganimetle de kendilerini ödüllendirmiştir. Allah, izzet ve hikmet sahibidir.” Bu ayetten, Rıdvan biatına katılan tüm Müslümanların iman üzere öldüklerini anlayabilir miyiz? Hz. Peygamberin vefatından sonra irtidat eden bazı kimseler olmuştu. Rıdvan biatına her kim katıldıysa onlarda asla irtidat durumu olmamıştır diyebilir miyiz bu ayetten yola çıkarak?

Değerli Kardeşim!

Tabi ki diyebiliriz hatta demeliyiz…

Câbir b. Abdullah’ın (r.a.) Allah Rasûlü’nden (s.a.v) rivâyet ettiğine göre “Ağaç altında (peygambere) biat eden(sahâbe)ler cehenneme girmeyecektir.”[1]

Yine başka bir rivâyete göre Hz. Peygamber (s.a.v), Hz. Hafsa’nın (r.a.) yanında buyurdu ki: “Ağacın altında biat edenler, inşallah cehenneme girmeyecektir.” Bunun üzerine Hz. Hafsa (r.a), “Mutlak ve muhakkak (öyledir) Yâ Rasûlallah!” dedikten sonra şu âyet-i kerîmeyi okur: “Sizden bir tek kişi bile yoktur ki oraya(cehenneme) uğramasın.”[2]Hz. Peygamber (s.a.v) de Hz. Hafsa’nın (r.a) okuduğu bu âyet-i celîleye karşılık şu âyet-i kerîmeyi okumuştur: “Sonra, takva sahiplerini (sırattan geçirip) kurtarırız ve zulmedenleri ise diz üstü çökmüş olarak (cehennemde) bırakırız.”[3],[4]

İmam en-Nevevî, bu hadîs-i şerîfi izah ederken şöyle demiştir: “Hz. Peygamber’in inşallah demesi, olayın şüpheli oluşundan değil teberrük için olduğundandır.”[5]

Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Hakîm’de ağaç altında Hz. Peygamber’e (s.a.v) elle biat verenlerin elleri üzerine kendi elinin olduğunu,[6] bu hareketlerinden ötürü de onlardan razı olduğunu ifade etmiş, onlara huzuru ve sekîneti vaad etmekle beraber Mekke’nin fethini de bir mükâfat olarak bahşetmiş iki yıl öncesinde müjdelemiştir.[7] Buna göre Mekke’nin fethinden iki yıl önce, hicretin 6. yılı Zilkade (Mart 628) ayının başlarında Hudeybiye’de Allah Rasûlü’ne (r.a.) biat eden her bir sahâbî, şüphesiz ki cennet ile şerefyab olacaktır. Nitekim Ehl-i sünnet ve’l-cemaat inancına göre de durum bu şekildedir. Bununla beraber, sahâbe-i kirâm (r.a) hazeratı arasında irtidat eden kimseler de belli başlı kişiler olup bilinmektedir.

Sahâbîleri fazilet ve derece bakımından çeşitli gruplara ayıran hadis âlimleri arasında Hâkim en-Nîsâbûrî’nin on iki basamaklı kronolojik taksimine göre “Ehlü Bey‘ati’r-rıdvân” dokuzuncu sırayı oluşturmaktadır.[8] Zikredilen bu tertib çok daha fazla yaygınlık kazanmış olsa da Hanbeli âlim es-Seffârînî, Uhud savaşına katılan sahâbiler için Kur’ân’da affedilme[9] sözkonusu edilirken Hudeybiye’de peygambere biat eden kişiler için Allah’ın (c.c) rızâsını kazanması[10] bahismevzu edildiği için Bedir ehlinden sonra Uhud savaşına katılanların değil ağaç altında biat edenlerin derece ve fazilet bakımından daha üstün olduğunu dile getirmiştir.[11] Bu görüş tercihe daha çok şayan olmuştur.

 

Dipnot

[1] Ebû Dâvûd, Hadis No: 4653; Tirmizî, H. No: 38600; Nesâî, H. No: 11508.

[2] Bkz. Meryem, 19/71.

[3] Meryem, 19/72.

[4] Müslim, Hadis No: 2496.

[5] Yahyâ b. Şeref en-Nevevî, el-Minhâc, Dârü İhyâi’t-Tûrasi’l-Arabî, Beyrût 1392, 16/58.

[6] Bkz. Fetih, 48/10.

[7] Fetih, 48/18.

[8] Derece ve fazilet noktasında sahâbe-i kirâmın tabakasını öğrenmek isteyen kardeşlerimiz, Mısırlı âlim Ahmed Şakir’in Hâkin en-Nîsâbûrî’nin “Marifetü ulûmi’l-hadîs” adlı eserini muhtasar ettiği “el-Bâ’isü’l-hasîs” isimli eserine göz atabilir. Bkz. Ahmed Muhammed Şakir, el-Bâ’isü’l-hasîs, Dârü İbnü’l-Cevziyye, Kâhire 1435, s.372-373.

[9] Bkz. Âl-i İmrân, 3/155-152.

[10] Bkz. Fetih, 48/18.

[11] Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Sâlim es-Seffârînî, Levâmiʿu’l-envâri’l-behiyye, Müessesetü’l-hâfikîn, Dimeşk 1402, 2/372.

You May Also Like